Restaurant dergisi tarafından 2010, 2011, 2012 ve 2014 yıllarında Dünyanın En İyi Restoranı seçilen Noma, uzun zamandır beklediği üçüncü Michelin yıldızına geçtiğimiz ay kavuştu. Birkaç gün önce ise The World’s 50 Best Restaurant sıralamasında dördüncü kez birincilik koltuğuna oturdu. René Redzepi’nin Kopenhag’da bulunan dünyaca ünlü restoranı için büyük başarılar bunlar… 2003’te açıldığı günden bu yana kapalı gişe çalışan, İskandinav mutfağını gastronomi haritasının en özel noktasına yerleştirmesiyle tanınan şef Redzepi, bunca başarıya rağmen hala oldukça alçakgönüllü. Üç Michelin yıldızı için konuşan Redzepi, “Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum. 14 yıl sabırla bekledik, artık bu iş olmayacak diye düşünmeye başlamıştık” derken hiçbir zaman başarı ve şöhretin sarhoşluğuna kapılmadığını da göstermiş oldu.
Michelin jargonunda iki yıldız “rotadan sapmaya değecek kadar” mükemmelliği simgelerken, üç yıldız “özel olarak seyahat etmeye değecek kadar istisnai bir mutfak” anlamına geliyor. Michelin ekibi restoranın doğaya yakın durmasını ve mevsim ürünlerinden asla vazgeçmemesini takdire şayan buluyor. Neredeyse bir sene öncesinden rezervasyon yaptırmanız gereken Noma’da akşam yemeğinin yaklaşık beş saat sürdüğünü söyleyelim. Mevsim yemeklerine getirdiği sıra dışı yorumlarla çok konuşulan Noma’da akşam yemeği tüm mevsimlerden seçkiler sunan 20 tabaktan oluşuyor. 42 kişilik restoranda bir de özel davetler için küçük bir salon bulunuyor. Birkaç yıl önce yeni binasına taşınan Noma’nın bir diğer özelliği de senelerce bulaşıkçı olarak çalışan Gambiyalı Ali Sonko’yu ortaklığa terfi ettirmesi… (Ana sayfa fotoğraf, Marcus Nilsson)